Bu kızı ilk gördüğümde çarpılmıştım ve beni
düzeltmek doktorların epey zamanını aldığı
gibi gazetecilerin "Allaha inanmadı çarpıldı"
türünden haberleri de kamuoyunu günlerce
oyalamıştı.Kendime
geldiğimde evde kimseyi bulamadım. Demek ki
henüz eve gelmemiştim. İşyerime telefon ettim
çıkmış olduğumu söylediler. Sık yaptığım gibi
rezil meyhanelerden birisine takıldığımı
düşünerek sabaha kadar beklemektense geceyi
bir otelde geçirmeye karar verdim.
Sabahleyin kalktığımda artık
aşık bir adamdım ve bağlama çalmasını bilmemem
buna engel değildi. Nitekim kapımın altından
beni aşıklar bayramına davet eden bir çağrı
atılmış olduğunu gördüm. Ama kalbimin çağrısı
hepsinden önemli olduğundan sevgilimi görmeye
gittim.
Adını dahi
bilmediğim sevgilimi görebilmek için, hergün,
çalıştığı video kulübe uğrayıp bir kaset
alıyordum. Oysa benim videom yoktu ve bunu
anlamamasi için elimde tornavida saatlerce
kaseti sonuna sarmaya uğraşıyordum. Tabii bu
zeytinyağlı yaprak sarması yapmaya hiç
benzemiyordu ve ben her defasında yaprak
yerine video kaset sarmasını öğrenmediğim için
kendime kızıp duruyordum.
Bu günlük ziyaretlerimden
birisinde kız iade etmek üzere getirdiğim
kasete garip garip bakip bana "Nasıl buldunuz
kaseti?" diye sordu. "İyi" dedim, benimle
İşte o zaman başımdan kaynar
sular boşaldı. Fırsat bu firsat deyip bir lif
attım, konuşmuş olmasına şaşarak, "Biraz
temposu düşük ama fena değildi." "Sizin
videonuz var mı?" diye sordu durup dururken.
ardından soğuk bir terle duş alıp çıktım. Bu
birkaç saniye içerisinde gökkuşağının bütün
renklerini bir bukelamun ustalığıyla taklit
eden suratımın normale döndüğünü anlayınca
altta kalmaya hiç de niyetli olmadığımı
gösterdim.
"Elbette var" dedim. "Ne yani ben size yalan
mi söylüyorum."
- Peki bu filmi gerçekten seyrettiniz mi?
- Siz beni ne sanıyorsunuz kuzum!. diyerek
üste çıkmaya çalıştım.
- Öyleyse ben yanılıyorum, dedi kız, "Size
yanlışlıkla boş kaset verdiğimi sanmıştım."
|